29 Mart 2013 Cuma

Glück- Mutluluk


Hepimiz iki şey isteriz: Acıdan uzak durmak ve mutlu olmak...



Glück (Mutluluk), Berlin'de yaşayan iki farklı insanın kesişen hayatlarını anlatan farklı fakat yüzünüzde tebessüm yaratacak bir film. Filmin adından da anlaşılacağı üzere sonunun güzel biteceği az çok tahmin ediliyor. Irina, savaş yüzünden göç etmek zorunda kalan bir hayat kadını. Ailesi öldürülüyor ve ardından kendisine de tecavüz ediliyor. Kaçak olarak hayatını sürdürmek zorunda olan bu kadın, işsiz ve evsiz bir adam olan Kalle ile karşılaşıyor. Hayatın farklı zorluklarını yaşayan bu iki kişi, "aşk" noktasında birleşiyor. Aşkı, fedakarlığı, beraberliği ve hayatın, aslında güzel yanlarının da olduğunu birlikte keşfediyorlar. 

Filmin iki ana karakteri dışında bir de avukat var. Irina ile küçük bir kaza sonucu tanışan bu avukat, iki sevgilinin kaderini değiştiriyor. "Mutluluk, bu adam sayesinde gerçekleşiyor" diyebiliriz. Filmin tatsız bir tarafı var çünkü. Irina'nın sürekli müşterilerinden olan birinin kalp krizi sonucu ölmesi filme hareket katıyor. Esasında farklı konusu olmakla birlikte ağır ilerleyen filmlerden. Kaza olduğunu ispatlayan avukat, bu olay sayesinde kendi hayatına bakmaya başlıyor. Çünkü filmin en güzel yanı, size fedakarlığı, farklı bir yönden anlatması. Kalle, sevgilisi için kalp krizi geçiren müşteriyi parçalara ayırarak gömüyor. Bu arada Kalle, vejeteryan. Hiçbir şekilde ne et yiyebiliyor ne de kan görmeye dayanıyor. 

Avukat, bu olayı incelediğinde kendisine ve eşine, "ben bunu yapar mıydım?", "sen bunu yapar mıydın? sorgulamasında bulunuyor. Evet cevabı güç. Başına gelmeden yanıtlanamayacak sorulardan. Herkes, sevdiği için ölebiliyor. Peki birini paramparça edebilir miyiz?, cinayet işleyebilir miyiz? Belki de bu kişi, hayatlarında yalnızca birbirlerine tutunabildikleri için bu kadar cesaretlidir. Çünkü cesaret biraz özgür olmayı gerektirir. 

Hayatınızı nasıl yaşıyorsanız ya da ne işle meşgul olursanız olun, eğer kaybedecek birilerine sahipseniz kararlarınız pek cesurca olamıyor. Aynı şekilde eylemleriniz de. Hayatında hiçbir şey çalmamış olan bu avukatın filmin sonunda eşi için çiçek kopartması, size hoş bir izlenim veriyor.

Film, güzel, ilginç, ağır ilerleyen bir yapım olmuş. Ferdinand Von Schirach'ın "Suç" adlı romanından uyarlanan filmin yönetmenliğini Doris Dörrie üstleniyor. 

Oyuncular: Andrea Sawatzki, Alba Rohrwacher, Vinzenz Kiefer, Christina Große, Matthias Brandt, Laura Agorreca, Maren Kroymann, Petra Kleinert, Margarita Broich, Natalia Christina Rudziewicz

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder