1 Nisan 2013 Pazartesi

Searchıng For Sugar Man / Şeker Adamın İzinde



1970'lerin sanatçısı Sixto Rodriguez'i anlatan, Searchıng For Sugar Man (Şeker Adamın İzinde), ilginç bir belgesel. Aksiyon- gerilim türü filmlerin sonuna doğru şaşırmaya alışmış biri olarak belgesel izlerken bunu yaşayacağımı düşünmemiştim. Belgeseller, genellikle kişinin ölümünün ardından yapılır. Oysa burada bir insanın iki kere doğumuna şahit oluyorsunuz. 

Hakkında türlü hikayeler dönen birinin aslında yaşadığını öğrenmek, onu sevenlere ödül gibi. Sanatçıların ölüm haberleri özellikle de bizde, "Evinde ölü bulundu!" şeklindedir. Yani gelinim sana söylüyorum, kızım sen işit. Artık devamını siz getirin. Uyuşturucuyu mu fazla kaçırdı, alkol komasına mı girdi yoksa uygunsuz vaziyette miydi o sizin hayal gücünüze kalmış.

Rodriguez efsaneleri ise gerçekten hayal gücünü zorlayan cinsten. İlk albümü çıktığı sıralarda hiç satış yapmayan, insanların böyle bir sesi bilmemesi ve zamanla kendisinin tercihiyle ortadan kaybolması bazı tatsız dedikodulara sebep olmuş. Kendini sahnede tutuşturarak sahnede yanarak ölmüş mü dersiniz yoksa yine sahnede silahı çekerek kendini vurduğunu mu söylersiniz. The Rollıng Stones, Bob Dylan, The Doors hatta Elvis Presley'den bile sesi güzel dedikleri bu adam, yıllar sonra bulunur. 

Belgeseli izlerken, "acaba hangisi doğru?" dedim. Açıkçası duymamıştım desem, cahilliğimi paylaşsam ayıp olmaz herhalde. Rodriguez, garip bir adammış hani sıra dışı. Yaşadığı bir evi var mı, o bile bilinmiyor. Albüm çıkartmak için görüşeceği insanlarla sokak köşelerinde buluşan biri. 

Biri onun için, "barınaktan barınağa gider gibi" diyor. Yeteneğiniz varsa herkes kendi hassasiyetini farklı biçimlerde anlatır. Bazıları yazarak, bazıları konuşarak. Rodriguez de, gördüklerini şiirlerine ekleyip oradan da müziğine yansıtan biriymiş. Detroit krizi şarkı yazmasına sebep olsa da aynı olay belki de böyle harikulade bir sesin bilinmemesine neden oldu.

Ölmediği anlaşıldıktan sonra binlerce kişiye konser veren Rodriguez, yüz binlerce albüm satmasına rağmen hala iki yakasını bir araya getirmek için çok çalışan biri. Gönlü zengin ama maddi anlamda maalesef! Bunun sebebi elbet korsan satışlar. Buna kendisi ne kadar gerek duymasa da, hak ettiği yaşamın bu olmadığını sanırım kendisi de biliyordur. Ve kendisi için belgeselin sonunda söyleyen çok güzel bir cümle : 

Hayat bizler için değişkendir, bir kişi hariç, o da Rodriguez. Onun için hiçbir şey değişmedi. Yaşadığı hayat, hala aynı hayat. Ve sanırım o, insan ruhunun mümkün olan temsilcisi...

En iyi Belgesel Oscarı sahibi olan bu yapıt, izlenmeli derim.







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder