1 Ocak 2013 Salı
201'in yanına gelen 3'ün bir anlamı olmalı
2013'ün ilk sabahıydı bugün. Gazetelerin tüm köşe yazılarında bu ve önceki yılın değerlendirmeleri vardı. Senelerdir nasıl doğum günümüz her yıl kutlanıyorsa yılbaşı da her sene olan bir şey. Pek farkı yok aslında. Ahmet Altan'ın -Malum artık Taraf gazetesinde yazmıyor- geçen yılki yazısına denk geldim. Sanki 2013 için yazılmış gibiydi. Aynı sorunlar, aynı umutlar..İçki sofrasında rutin şerefe cümleleri gibi (2013 bize....getirsin).
Gitme fırsatına nail olamadım ama Sumru Yavrucuk'un yeni bir oyunu var: Kimsenin ölmediği Günün Ertesiydi. İşte tam bu başlık gibi bir yıl getirse şu 2013. Yeni ya güzel olmalı. Umudum yok ama işte sesli düşünce 'belki' diyor insan. Kim bilir kaç kişi ne kararlar almıştır. Bu duruma da bayılıyorum. Neden böyle zamanlar beklenir ki? Yeni yıl, doğum günü, yaşanılan acı verici olaylar, yeni bir iş, yeni bir aşk ve ardından kendimize verdiğimiz sözler. Ama asla kendiliğinden olmaz bunlar. Mutlaka bir durum, olay olmalı. İşte tam da bu yüzden her şeye geç kalıyoruz. Sonra da yetişmeye çalışırken önümüze çıkanları dost, anne, sevgili, kardeş demeden eziyoruz.-arkamıza dahi bakmadan-
2013 yılından daha önceki yıllardan farksız olarak yine bir şey beklemiyorum."Beklemek", bende sinir yaratıyor. O yüzden akışına bırakıp izlemek daha keyifli. Hayal etmekse işte o var, hep var!. Hayal etmediğin bir şeye ulaşman imkansız çünkü. "İmkansız diye bir şey yoktur" derler ya hani, yalan o. Hayal etmiyorsan, istemekle vakit kaybediyorsun. Benim yeni yıl hayalim; Afgan kızın gözleri gibi bir yıl. Bir çift gözün yarattığı şaheser gibi ben de bir tatlı sözle tüm yılı güzel geçirmek istiyorum. 2013 tatlı sohbetler getirsin herkese. Gerisi kolay, her şey çözülür. Ne de olsa; "İnsan eninde sonunda her şeye alışır" (Albert Camus)
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)


Hiç yorum yok:
Yorum Gönder