7 Mart 2015 Cumartesi

İfrit

Uzun zamandır kendimi bilgisayardan farksız hissediyorum. Aynı saatte yatıp kalkmak, yemek yemek, sigara içmek hatta neşeli ya da canımın sıkkın olduğu günler bile aynı. Pazartesi sendromu ve cuma sevinci. Şehirde yaşayan ve ofis ortamında çalışan bir kadınım. Hayatım ortanın üzerinde. Nispeten pek çok insana göre mutlu da sayılırım. Ya da değilim galiba. Fakat mutsuz da değilim. Öyle dümdüz lakin kalbim var atıyor, hissediyorum. Bakabiliyorum mesela. Bakabildiğim için görebiliyorum. 

Görebildiğim için de gözlemleyebiliyorum. Böyle böyle hayat ağacına tutunup kalmışım. Uçurumun kenarında değildim geçen haftaya kadar. Bir insanların uyuduğu saatte çalan telefon sesini bir de ambulans sesleri.İkisinden de hayatım boyunca nefret ettim. Yaşamını ne kadar kontrol altına alırsan al olacak olanın önüne geçemiyorsun. 

Her yıl düzenli olarak yaptırdığım check up, bu sene bana güzel bir sürpriz yaptı. Doktorum dediğim kişi, çocukluk arkadaşım Naz. Sabaha karşı gece 03.00'de aradığında tatsız bir mevzunun olduğunu fark ettim. Canım benim titreyen sesiyle bir şeyler anlatmaya çalışıyordu. Sabah yanına gelip daha ayrıntılı konuşabileceğimizi söyledim.

- Canım nasılsın?

- İyiyim Beril, gel otur şöyle.

- Hastan var mıydı ya, ben böyle doğrudan odana girdim ama.

- Bugün Pazar. Ekstrem durumlar dışında hasta almıyorum. Tamer bey vardı, sabahtan hallettim onu. İstersen dışarı çıkalım. Açık hava iyi gelir hem. Kahvaltı yaptın mı?

- Yapmadım da. İstersen doktor hasta gibi burada konuşalım. Ondan sonra çıkarız. 

- Pekala. Sevimsiz bir durum var Beril. Sonuçlarında bazı şeyler çıktı. Ölümcül değil ama biraz zor bir dönem geçireceksin.

Ellerim titremeye başlamıştı. Ellerim ne zaman titrese korktuğumu anlardı Naz. Hemen durumu toparlamaya çalıştı. Güzelim benim diyerek elimi tuttu, titremesi biraz da olsa durdu ama kendime hakim olamıyordum. Hem bir an önce ne varsa desin istiyordum hem de sonsuza kadar susalım. 

Duymak istediğimden de emin değildim. Varla yok arasında herhangi bir ilişki biçimi değildi bu hissettiğim. Evet aslında "Yok" diyebileceğim. Yüzleşmekten başka çarem yoktu. Bak bir de buna uyuz olurum. Çaresiz kalmak...Ne pasif bir durum. Ne elinden ne ayağından ne kolundan bir şey geliyor. Kafa atsam diyorum duyacağım şeylere, o zaman da benim canım yanar deyip, Naz'ı dinlemeye karar verdim en sonunda.

- Rahim ve meme kanserisin. Yani ikisinde aynı anda olmuş. Dediğim gibi ölümcül değil ama. Göğüslerini ve rahmini almamız gerekecek. Zaten çocuk istemiyordun sen, sorun olmaz. Göğüslerin için de ameliyatın ardından hemen silikon taktırırız. Hiç hissetmezsin bile.

- Kadınlığını senden alıyoruz diyorsun.

- Beril lütfen yapma böyle. Olur mu öyle şey. Kadın olmak sadece bunlardan mı ibaret? Hem sen demez miydin hep. Hislerimizden, bacak bacak üstüne atana kadar erkeklerle benzer tek yanımız yok diyen. Kim senin gibi bir kadının kadınlığına dokunabilir? 

O kadar güzelsin ki, yüzün de yüreğin de. Biz onlara zarar vermeyeceğiz. Teknoloji nasıl gelişti sen biliyorsun. Eksik yaşaman imkansız. Hem maddi durumunda gayet iyi. Olmasa bile biliyorsun ben yardımımı esirgemem senden. Bu durumun seni yıpratmasına izin vermeyeceğim inan bana.

- Ne zaman gerçekleşecek bu dediklerin? Yani ameliyat filan.

- Sen ne zaman istersen.

- Anladım. Şimdi eve gideyim ben. Biraz kendime gelmem lazım, konuşuruz yine.

- Tamam canım. Ne zaman istersen beni arayabilirsin, biliyorsun. Sıkma canını, üstesinden geleceğiz.

- Biliyorum. Görüşürüz.

Eve gittim, duşu açtım. Saatlerce küvetin içinde hayatımın geri kalanını ve geçmişi düşündüm. Güzel bir kadınım. Hem de fazlasıyla. Uzun simsiyah saçlarım var. Dümdüz sırtıma kadar uzanıyor. Esmer tenime inat alabildiğine yeşil gözlerim, biraz büyük ama kalın dudaklarım ve diri vücudumla çok can yaktım. Kalp kırdım, üstelik kırdıklarım kırıldıklarımdan fazlaydı. 

Onların ahını mı almıştım acaba? Güzelliğim, aynalara yetmediği zamanlarda hırsım başkalarının yüreklerini kanatmıştı. Kanayan yaralarına merhem olacak birilerini bile bulmalarına izin vermedim.Tam iyileşecek iken daha da tahriş ettim. Herkesin kalbinde yer edinmek istiyordum. Rakı sofrasındaki şarkıların kadını, kağıttaki kelimelerin sebebi, başka tenlerdeki arzuları ve olmadık zamanlarda akla gelen kışkırtıcı tutkuların adı ben olmalıydım. Ben Beril!

Çocukken de böyleydim ben. Bencilliği küçük yaşlarda öğrenmiştim. 3 kardeştik ve en sevilmeyen bendim. Sevilmemek değil de en sorunlusu diyelim. Sevgi göstermek yerine daha çok cezalarla yaşamayı öğrenen bir çocukluk geçirdim. İlgi benim üstümde olsun diye kırdığım vazolar, büyüyünce yerini beni benden çok seven kalplere bıraktı. 

Şimdi kanattığım yüreklerin nedeni olan cinsiyetimi kaybediyorum. Aslında sevinmeli mi bilemedim. Artık ne kadın gibi hissedeceğim kendimi ne de erkek. Birey olacağım yani. Kendimi beğendirmek için yaptığım sporlar, alışverişler, makyajlar, bakımlar...hepsi geride kaldı. Kanser olmam tabi ki hiçbirisine engel değil ama içimden geleceğini sanmıyorum. Tatile filan mı çıksam acaba? Kimsenin "Ne olmuş sana" demesini istemiyorum. Bir sivilce dahi çıksa olay yaratan ben, buna katlanacağımı sanmıyorum.

İmkansızlığı hayatım boyunca sevmişimdir. Ancak umut etmekten nefret ederim. Kendimi bir ümidin içerisine hapsetmek istemiyorum. Kimsenin beni kandırmasına izin vermedim bugüne değin. Bunun ben olmasına da katlanamam. Hiç tanımadığım birisiyle konuşmaya ihtiyacım var. Bir şeyler yapmak istiyorum, türlü sözlere karışmak olabilir mesela. Ama gönlüm başka yerlerde kalmamalı. 

Aklım başka yerlerde kalınca pek bir ayıplarım kendimi çünkü. Dağılan, çözülen bir kitle olmak istemiyorum, hep böyleydim ve buna bir son vermek istiyorum. Acayip, biçimsiz bir karışım bu. Tam da bu yerde ifrit oluyorum. 

Kalbimi de bozmak istemiyorum ama sessiz faziletlerin heykeli de dikilmiyor hani. Dur ben kaleci olayım en iyisi. Evet evet kaleci olayım ben. Yuvarlanan topun çizgiyi geçişine bakayım ve nabzımın vakti gelince durmasını bekleyeyim. Vakitsiz gelsin, kahkaha atarken olsa ne güzel olur, çakır keyif de olsun azcık. Kendimi kaybederken düşüp kalayım

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder